Aydın İli Damızlık Sığır Yetiştiricileri Birliği (ADSYB) Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Sedat Güngör, ülke genelinde etkili olan şap vakalarının yetiştiricide yaklaşık 4 milyar dolar zarara neden olduğunu belirterek hastalıktan etkilenen yetiştiricilerin Ziraat Bankası ve Tarım Kredi Kooperatiflerine olan kredi borçlarının ertlenmesini talep petti.
ADSYB Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Sedat Güngör, Tarımsal Strateji ve Politika Geliştirme Merkezi tarafından 2025 yılı içinde yayınlanan ‘Şap Hastalığı Ekonomik Etki Raporu’unda da belirtildiği gibi, "Hastalık nedeniyle oluşan kaybın içinde özellikle yetiştiricileri etkileyen; et üretim kaybı, süt verimindeki düşüş, tedavi ve ilaç giderleri ile buzağı ölümleri toplamda 3,62 milyar dolarlık bir zarar oluştuğu belirtilmektedir. Bu bulgular, şap hastalığının yalnızca biyolojik bir tehdit olmadığını; doğrudan yetiştiricinin üzerinde kendi imkanlarıyla karşılanamayacak ölçüde bir ekonomik yük oluşturduğunu göstermektedir. Yetiştiriciler, bir yandan gelir kaybıyla karşı karşıya kalırken, diğer yandan hızla artan giderlerin baskısı altında üretimlerini sürdürmeye çalışmaktadır. Bu nedenle hastalıktan etkilenen yetiştiricinin kredi borçlarının ertelenmesini talep ediyoruz" dedi.
Açıklamasında hastalığın süreci hakkında da bilgi veren Başkan Güngör, "Türkiye, 2025 yılının başında komşu ülkelerde hızla yayılan şap vakalarının ardından, hastalığın doğu sınırlarından giriş yapmasıyla birlikte ciddi bir salgınla karşı karşıya kalmıştır. Son derece bulaşıcı yapıya sahip virüs; sınır ticareti, hayvan hareketliliği ve yabani çift tırnaklı türler üzerinden kısa sürede birçok ile taşınmış, büyükbaş hayvancılığın yoğun olduğu bölgelerde hızlı bir yayılım göstermiştir. Şap salgınının yol açtığı akut enfeksiyon ve üretim kayıpları, ülkenin hayvansal üretim kapasitesini tehdit eden önemli bir kriz haline gelmiştir" dedi.
Hastalığın çok yüksek bulaşıcılığı nedeniyle, karantina tedbirlerinin sıkı uygulanması ve hastalık çıkan işletmelerin yakınlarındaki işletmelerin, o bölgede görülen tip ve şap enstitüsünde üretilen aşı ile önerilen sürede (21-28 gün) rapelleri beraber uygulanması gerektiğini kaydeden ADSYB Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Sedat Güngör, "Sahadan gelen bilgiler, şap salgınının özellikle süt ve et üretimiyle geçimini sağlayan aile işletmelerini derinden etkilediğini göstermektedir. Verim düşüşleri, artan tedavi giderleri ve buzağı kayıpları nedeniyle birçok yetiştirici borçlarını ödeyemez durumdadır. Devletin sorumluluğunda olan bu hastalıkla mücadelede meydana gelen kayıplar, yetiştiriciyi ekonomik olarak ağır mağduriyete uğratmıştır. Şap hastalığı sebebiyle ortaya çıkan bu zarar yetiştiricinin tek başına taşıyabileceği bir yük değildir" diyerek yetiştiricin kredi borçlarının ertelenmesini ve desteklenmesini talep etti.
Bu yıl görülen şap vakasına karşı üreticilerin ellerinden geldiğince biyogüvenlik önlemleri almasına rağmen hastalıktan kaçamadığını da belirten Başkan Güngör, tarım alanında politika geliştirme, ekonomik etki analizi ve stratejik araştırmalar yapan bağımsız bir düşünce kuruluşu TARPOL (Tarımsal Strateji ve Politika Geliştirme Merkezi) tarafından 2025 yılı içinde yayınlanan ‘Şap Hastalığı Ekonomik Etki Raporu’, Türkiye’de büyükbaş hayvan varlığının yalnızca yüzde 30’unun etkilenmesi durumunda dahi toplam ekonomik kaybın 4,1 milyar dolara ulaşabileceğini ortaya koymaktadır. Bu kaybın içinde özellikle yetiştiricileri etkileyen; et üretim kaybı, süt verimindeki düşüş, tedavi ve ilaç giderleri ile buzağı ölümleri toplamda 3,62 milyar dolarlık bir zarar oluşturmaktadır. Bu bulgular, şap hastalığının yalnızca biyolojik bir tehdit olmadığını; doğrudan yetiştiricinin üzerinde kendi imkanlarıyla karşılanamayacak ölçekte bir ekonomik yük oluşturduğunu göstermektedir. Yetiştiriciler, bir yandan gelir kaybıyla karşı karşıya kalırken, diğer yandan hızla artan giderlerin baskısı altında üretimlerini sürdürmeye çalışmaktadır. Devletimiz, yakın zamanda meydana gelen don afetinde üreticilerin zararlarını üstlenerek önemli bir destek örneği göstermiştir. Şap hastalığı ile mücadele devletin doğrudan sorumluluğunda yürütülen bir süreçtir ve don afetindeki aynı koruyucu yaklaşımın burada da uygulanması yetiştirici mağduriyetinin giderilmesi açısından büyük önem taşımaktadır" dedi.
Açıklamasında alınması gereken önlemlerden de söz eden ADSYB Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Sedat Güngör, "Yetişticilerimizin borç ödeme kapasitesi fiilen ortadan kalkmış durumdadır. Şap salgını mücbir sebep ve doğal afet benzeri bir durum olarak değerlendirilmelidir. Bu nedenle hastalığın görüldüğü bölgelerde Ziraat Bankası ve Tarım Kredi Kooperatiflerine olan borçların en az bir yıl süreyle faizsiz ertelenmesi zorunludur. Bu erteleme, işletmelerin nakit akışını koruması ve üretime devam edebilmesi için hayati önemdedir.
Şap çıkan işletmelerde süt ve et verim kayıpları mutlaka karşılanmalıdır. Tedavi giderleri, ilaç maliyetleri ve buzağı kayıpları da destek kapsamına alınmalıdır. Don afetlerinde uygulanan gelir kaybı desteği bunun güçlü bir örneğidir. Aynı yaklaşımın, hatta daha kapsamlı biçimde, şap salgını mağduriyetlerinde de devreye alınması sürdürülebilir hayvansal üretim açısından bir gerekliliktir.
Tüm ülkenin etkilendiği bu salgında süte ve ete verilen destek artırılmalı konulan kriterlere bakmaksızın tüm işletmelere acilen destek verilmelidir.
Bu çözüm önerilerinin hızla uygulanması, hem mevcut krizin etkilerini azaltmak hem de yetiştiricinin üretimden kopmasını önlemek açısından büyük önem taşımaktadır. Ülkemizin hayvansal üretimi, kırsal istihdamı ve gıda güvencesi açısından da stratejik öneme sahiptir" ifadelerine yer verdi.
Yorumlar
Kalan Karakter: