Aylık ve yıllık enflasyon oranlarının son dönemlerin en düşük seviyeleri olarak sunulmasının, yurttaşın yaşadığı ağır ekonomik yükü ortadan kaldırmadığına vurgu yapan Türker, Bayburt’ta markete giren her vatandaşın fiyatların nasıl tırmandığını bizzat gördüğünü ve bir hafta önce alınan ürünle bugünkü etiket arasındaki farkın bile resmi verilerle açıklanamaz durumda olduğunu söyledi.
Hayat pahalılığının artık sadece dar gelirlinin değil, orta gelirlinin de nefesini kestiğini ifade eden Başkan Türker, açıklamasını şöyle sürdürdü: “Kira giderleri, fatura bedelleri ve temel ihtiyaç masrafları bir araya geldiğinde tek maaşın yetmesi hayalden öteye geçmiyor. Her hanede en az iki kişi çalışmasına rağmen geçim sıkıntısı devam ediyor. Bu tabloyu ‘enflasyon düştü’ söylemiyle örtmeye çalışmak halkın aklıyla alay etmektir.
Ekonomideki gerçeklik masa başında değil, sokakta, pazarda, kasada hissediliyor. Alım gücü ciddi biçimde gerilemişken, verilerle umut dağıtmanın kimseye faydası yok. Biz CHP olarak Bayburt’ta ve tüm ülkede vatandaşın yükünü hafifletecek politikaların hayata geçmesi için kararlılıkla mücadele ediyoruz.”
Açıklamasının devamında Atatürk’e yer vererek, “Ekonomik sıkıntılara çözüm bulacaklarına ülkenin kurucusuyla uğraşıyorlar” diyen Türker, şunları söyledi:
"Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ü aramızdan ayrılışının 87.yıl dönümünde, saygı, minnet ve rahmetle anıyoruz. Atatürk, yalnızca bir devrim lideri değil; milletimizin özgürlük mücadelesinin simgesi, bağımsızlık kararlılığının timsalidir. Onun mirası, bugün bizlere hem bir rehber hem de bir sorumluluk olarak yol göstermektedir.
Atatürk’ün idealleri, hiçbir zaman zamana veya koşullara yenik düşmeyecek; aksine her dönemde taze bir umut, yol gösterici bir ışık olacaktır. Cumhuriyetin kazanımları, onun emanetidir ve bu emanet, bizlerin koruyacağı en değerli hazinedir. Bizler, Atatürk’ün çizdiği çağdaş ve aydınlık yol üzerinde yürüyerek, ülkemizi geleceğe taşıma sorumluluğunu her daim omuzlarımızda hissediyoruz.
Atatürk’ü anmak, onun ideallerini yaşatmakla mümkündür. Bu idealler; adaletin, eşitliğin ve özgürlüğün yılmaz savunucusu olmamızı gerektirir. Onun izinde ilerlemek, hem geçmişe hem de geleceğe verdiğimiz en büyük sözdür.
Milli Eğitim Bakanlığı’nın 2025-2026 Eğitim-Öğretim Yılı’nda ara tatili, 10 Kasım Atatürk’ü Anma Günü’nü de kapsayacak şekilde belirlemesi Atatürk’ü ve Cumhuriyet değerlerini eğitim sisteminden uzaklaştırmaya yönelik bilinçli bir uygulamadır. Cumhuriyetimizin kurucusu, Başöğretmenimiz Atatürk’ün 10 Kasım’da okullarda anılmadığı bir eğitim-öğretim yılı kabul edilemez. Çiftçi mutsuz, esnaf kan ağlarken ve vatandaş faturalarını nasıl ödeyeceğini düşünürken bu tarz uygulamalar halkımızın nezdinde kabul görmeyecektir.
Ne mutlu Türk'üm diyene!”
Yorumlar
Kalan Karakter: