Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, "Aile yapısının zayıflaması, doğurganlık oranlarındaki düşüş ve toplumsal değerleri aşındıran eğilimler gibi sağlıklı nesillerin geleceğini tehdit eden gelişmelere karşı Cumhurbaşkanımız liderliğinde kararlılıkla mücadelemizi sürdüreceğiz" dedi.
Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’nde düzenlenen Nüfus Politikaları Kurulu Toplantısı’na başkanlık etti. Yılmaz, ailenin ve nüfus yapısının korunmasına yönelik somut uygulamalara hızla başladıklarını belirtti. İlk toplantının hemen ardından doğum yardımı kapsamında yapılan ödemelerde anlamlı bir artış sağlayan düzenlemeyi hayata geçirdiklerini hatırlatan Yılmaz, "Bu kapsamda doğum sonrasında yapılan tek seferlik ödeme miktarı 5 bin liraya yükseltildi. İkinci çocuk için beş yaşını tamamlayana kadar aylık bin 500 lira, üçüncü ve sonraki çocuklar için beş yaşını dolduruncaya kadar aylık 5 bin lira düzenli doğum yardımı ödemeleri başlatıldı" ifadelerini kullandı.
Yılmaz, evlenecek ve aile kurmak için adım atacak gençlerin desteklenmesini hedefleyen Aile ve Gençlik Fonu’nun 81 ilde yaygınlaştırdıklarını da hatırlattı. Yılmaz, 14 Nisan’da bakan yardımcıları düzeyinde gerçekleştirdikleri teknik toplantı sonucunda "mevzuat", "çalışma hayatı", "sağlık", "eğitim", "ekonomik teşvikler" ile "iletişim ve farkındalık oluşturma" başlıkları altında altı ayrı çalışma grubu oluşturduklarını belirtti. Yılmaz, her bir çalışma grubu için koordinatör kurum ve iş birliği yapılacak kurumları belirlediklerini, böylece nüfus politikalarını bütüncül bir şekilde ve ihtiyaç duyulan temel alanlarda yenilikçi öneriler oluşturmaya odaklı olarak ele alacak kapsamlı bir çalışmayı başlatmış olduklarını vurguladı. Bugünkü toplantılarının gündeminde çalışma gruplarının yaptıkları hazırlıkları ve sunumlarını değerlendirmek, ortaya konacak öneriler kapsamında ileri dönemde atacakları adımları netleştirmenin yer aldığını aktaran Yılmaz, "TÜİK’in 2024 yılına ilişkin verileri, aile ve demografik yapıya yönelik olumsuz gelişmelerin sürdüğünü açıkça ortaya koyuyor. 1960’ların başında 6,38 olan doğurganlık hızının nüfusu azaltmaya dönük sistemli politikaların da etkisiyle 2000’li yılların başında 2,38’e kadar gerilemiş olması, bugün yaşadığımız yapısal kırılmanın temellerinin çok önceden atıldığını göstermektedir. Doğurganlık hızı, ülke genelinde tarihimizin en düşük seviyesi olan 1.48’e gerilemiş; bu oran İstanbul’da 1.20, İzmir’de 1.17 ve Ankara’da ise 1.15 olarak gerçekleşmiştir" şeklinde konuştu.
2014 yılından itibaren aralıksız düşüş eğilimine giren toplam doğurganlık hızının son sekiz yıldır nüfusun yenilenme seviyesi olan 2.10’un altında kalmaya devam ettiğine dikkat çeken Yılmaz, "Aynı zamanda nüfusumuz yaşlanırken kırsal nüfus kaybı da devam etmektedir. Demografik yapıda yaşanan bu değişimlerin doğrudan aile kurumu ile bağlantılı olduğunu söylemek mümkündür. Aile yapısına dair veriler, ortalama hane halkı büyüklüğünün azalmaya devam ettiğini ve 3.11 seviyesine gerilediğini göstermektedir. 2024 yılında bu gördüğümüz seviye, geniş ailelerin oranı düşerken, yalnız yaşayan bireylerden oluşan tek kişilik hane halkı oranının yüzde 20’ye yükseldiğini göstermektedir. Tek başına yaşayan yaşlı fertlerin sayısının 2024 yılında 1 milyon 750 bin 900’ü aştığını görmekteyiz. 65 yaş üstü nüfusun toplam nüfus içindeki oranı ise 2024 yılında yüzde 10.6 olmuştur. Nüfusumuzun ortanca yaşı 2014 yılında 30,7 iken, 2024 yılında ise 34,4’e yükselmiştir" dedi.
Yılmaz, küresel ve bölgesel gelişmeler, aile kurumunun güçlendirilmesi ve sağlıklı bir nüfus yapısının korunmasının ülkeler açısından ne denli stratejik bir öneme sahip olduğunu bir kez daha ortaya koyduğunu vurguladı. Aile kurumunu ve güçlü nüfus yapısını güvence altına alacaklarını bildiren Yılmaz, "Aile kurmayı ve çocuk sahibi olmayı teşvik edecek ve kolaylaştıracak yasal düzenlemeler ve politikalar, kurumların ortak gayretiyle vakit kaybetmeksizin hayati önem arz etmektedir" ifadelerine yer verdi.
Şiarlarının "güçlü aile, güçlü toplum" olduğuna dikkat çeken Yılmaz, "Ailelerimizin sayısını artırmak, evlenme ve çocuk sahibi olmada yaş ortalamasını düşürmek temel önceliğimizdir. Kadınlarda ilk evlenme yaşı 2001 yılında 22,7 iken, 2024’te 25,8’e yükselmiştir. İlk doğumdaki ortalama anne yaşı ise 2014 yılında 25,5 iken, 2024 itibarıyla 27,3’e çıkmıştır. Bu eğilim, kadınların doğurganlık dönemini kısaltarak toplam doğurganlık hızını düşürmektedir. Tüm bu veriler toplumsal yapıda değişimi gözler önüne sermekte, kamu politikalarında nüfusun yaşlanmasının önüne geçen, doğumları ve genç nüfusu destekleyici önlemlerin gündeme getirilmesinin gerekliliğini göstermektedir" şeklinde konuştu.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından 2026-2035 döneminin "Aile ve Nüfus On Yılı" olarak ilan edildiğini, doğurganlık hızındaki düşüşün ise "varoluşsal bir tehdit" olarak tanımlandığını belirten Yılmaz, bazı çevrelerin bu süreci zayıflatmaya yönelik söylem ve tutumlarının da dikkat çektiğini hatırlattı. Bazı çok uluslu kurum ve sivil toplum kuruluşları tarafından doğurganlığı azaltmaya yönelik çalışmalar sürdürülmek istendiğinin farkında olduklarını belirten Yılmaz, "Medya ve sosyal medya kanalı ile küresel düzeyde bir cinsiyetsizleştirme kampanyası yapıldığını da görüyoruz. Demografik değişimleri doğru okuyarak bugünden güçlü politikalar üretmemizi sağlayacak bir Ulusal Demografi Stratejisi’nin hayata geçirilmesi, önümüzdeki dönemin öncelikli hedeflerinden biri olmalıdır. Aileye ve nesillere zarar veren bu akımlar ve yaklaşımlar konusunda kamu kurumlarımızın yanı sıra vatandaşlarımızın ve sivil toplum kuruluşlarımızın da gerekli bilgilere ve farkındalığa sahip olması gerekiyor. Özellikle çocukların ve gençlerin korunması bakımından bu husus kritik bir önem taşıyor. Tüm kurumlarımızın bu konuda azami dikkat, özen ve sorumluluk içerisinde hareket edeceğine, doğurganlığın doğrudan veya dolaylı olarak azalmasına neden olacak çalışmalara fırsat verilmeyeceğine inanıyorum. Ailenin korunması ve doğurganlık hızının artırılması ülkemizin öncelikli hedefidir. Bu doğrultuda tüm kamu kurumlarının iş birliği ve eşgüdüm içinde hareket etmesi büyük önem taşımaktadır" açıklamalarında bulundu.
Nüfus Politikaları Kurulu’nun Türkiye’nin demografik geleceğini şekillendiren güçlü bir istişare ve icra mekanizması olarak eşgüdüm noktasında üzerine düşeni yapmayı sürdüreceğinin altını çizen Cevdet Yılmaz, "Kreş ve bakım hizmetlerinin yaygınlaştırılmasından aile hayatı ile çalışma hayatını eş zamanlı sürdürmeye çalışma modellerine, ebe hizmetinin yaygınlaştırılmasından kültürel çalışmalara, ekonomik teşviklerden konut politikalarına geniş bir yelpazede eylem planlarımızı hazırlıyoruz. Bununla birlikte aile ve nüfus politikalarında veriye dayalı, sürdürülebilir ve etkili adımlar atabilmemiz için araştırma altyapısının güçlendirilmesi ve bu alanda disiplinler arası çalışmaların teşvik edilmesi kritik bir gerekliliktir. Bu kapsamda akademik dünyaya da önemli sorumluluklar düştüğünü vurgulamak isterim" ifadelerini kullandı.
"Aile kurumu ve güçlü nüfus yapısının korunması, küresel ölçekte toplumları etkileyen kritik bir konudur"
Aile kurumu ve güçlü nüfus yapısının korunmasının küresel ölçekte toplumları etkileyen kritik bir konu olduğunu belirten Yılmaz, "Bugün dünya genelinde aile yapısı ve doğurganlık oranları tehdit altındayken, pek çok ülkenin bu alanda çözüm üretmekte zorlandığını görüyoruz. Bu çerçevede aileyi ve doğurganlığı önceliklendiren çalışmalarımız, dost ve kardeş ülkeler başta olmak üzere fayda sağlayıcı ve yol gösterici nitelikte olacaktır. Aile yapısının zayıflaması, doğurganlık oranlarındaki düşüş ve toplumsal değerleri aşındıran eğilimler gibi sağlıklı nesillerin geleceğini tehdit eden gelişmelere karşı Cumhurbaşkanımız liderliğinde kararlılıkla mücadelemizi sürdüreceğiz. Milli bekamız açısından kritik öneme sahip olan sağlıklı ve dengeli bir nüfus yapısını güçlendirmeye yönelik atılacak her adımın ülkemiz ve milletimiz için hayırlı sonuçlar doğurmasını temenni ediyorum" dedi.
Yorumlar
Kalan Karakter: