Japonya’da asansöre binen biri, içeri girer girmez sessizliğe bürünür. Ne konuşulur, ne göz teması kurulur, hatta nefes bile fark ettirilmemeye çalışılır. Bu durum, yabancılar için tuhaf görünse de Japon kültüründe oldukça derin bir anlam taşıyor.
Sessizlik, Saygının En Saf Hali
Tokyo’nun gökdelenlerinde sabah saatlerinde onlarca kişi aynı asansöre biner ama içeride mutlak bir sessizlik hâkimdir. Japon toplumunda sessizlik; saygının, nezaketin ve toplumsal düzenin bir parçasıdır. Kapalı alanlarda sessiz kalmak, “başkalarının alanına saygı göstermek” olarak kabul edilir.
Japon sosyologlara göre bu davranış, ülkenin yüzyıllardır süregelen kolektif yaşam anlayışının bir yansıması. Toplumun temel kuralı nettir: “Başkalarının huzurunu bozmamak.” Bu yüzden Japonlar asansörde konuşmaz, telefonda sesi kısmayı unutmamaya özen gösterir, hatta öksürürken bile başkalarını rahatsız etmemeye dikkat eder.
“Küçük Alanlarda Sessizlik Nazikçe Bir Tutum”
Tokyo’da yaşayan işletme danışmanı Haruka Sato, bu davranışın bir zorunluluk değil, bir nezaket kuralı olduğunu söylüyor:
“Asansörde sessiz kalmak bir saygı göstergesidir. Japonlar, başkalarının sessizliğine saygı duymayı çocukluktan öğrenir. Gürültü yapmak, kişisel alan ihlali olarak görülür.”
Sato’ya göre Japon toplumu, bireyin varlığını çevresine “sessizce” hissettirmesi gerektiğine inanıyor. Bu, hem görgü hem de içsel denge meselesi.
“Az Konuş, Çok Saygı Göster” Felsefesi
Japonya’da bu sessizlik kültürü yalnızca asansörlerle sınırlı değil. Toplu taşımada telefonla konuşmak hoş karşılanmaz, kütüphanelerde çıt çıkmaz, hatta bazı kafelerde “sessiz alan” tabelaları bulunur. Hatta insanlar, metroda yan koltuktaki yolcunun bile dinlenme hakkına saygı gösterir.
Sessizlik, Japon toplumunda pasiflik değil; zarafet, dikkat ve empati göstergesidir. Kısacası Japonlar için sessiz kalmak, “konuşmadan da saygı gösterebilmenin” en asil yoludur.
Yorumlar
Kalan Karakter: